Filters
Dağ nanesinin (Mentha caucasica) Japon bıldırcınlarının (Coturnix coturnix japonica) performans, bazı vücut ölçüleri ve canlı ağırlık arasındaki ilişkilerine etkisi

Tamer ÇAĞLAYAN | Erdoğan ŞEKER

Article | 2015 | Eurasian Journal of Veterinary Sciences31 ( 1 )

Amaç: Bu araştırma Japon bıldırcınlarında dağ nanesinin (Mentha caucasica) performans, bazı vücut ölçüleri ve canlı ağırlık arasındaki ilişkilerine etkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Gereç ve Yöntem: Araştırmada 1 günlük yaştaki 150 Japon bıldırcını civciv kullanıldı. Bıldırcınlar, her grupta 50'şer adet olmak üzere, kontrol, nane I (%0.75) ve nane II (%1.50) olarak üç gruba ayrıldı. Bıldırcınlar çıkımdan itibaren 6 hafta süresince haftalık olarak tartıldı ve vücut ölçüleri (baş uzunluğu, baş genişliği, vücut uzunluğu, bacak uzunluğu, ayak uzunluğu, kanat uzunluğu) tespit edildi. Bulgular: Nane ile beslenen gruplardaki canlı . . .ağırlık ortalamalarının kontrol grubundan yüksek olduğu tespit edildi ( More less

Distribution and heterogeneity of mast cells in different regions of the genital canal in female quails during the prepubertal and postpubertal periods

Nariste KADIRALİYEVA

Article | 2022 | Eurasian Journal of Veterinary Sciences38 ( 4 )

This study aimed to determine the distribution and heterogeneity of mast cells located in different parts of the genital tract of female quails (Coturnix coturnix japonica) during the prepubertal and postpubertal periods using different fixation solutions and staining methods. Materials and Methods: For this purpose, tissue samples were taken from the genital tract (infundibulum, magnum, isthmus, uterus, vagina) of healthy female quails, including 10 prepubertal and 10 postpubertal animals. The tissue samples of both groups were fixed in either 10 neutral formaldehyde or isotonic formaldehyde acetic acid solution. The tissue section . . .s were stained with the toluidine blue and combined alcian blue/safranin O staining methods. Results: The light microscopic examination of the tissue sections treated with both fixatives demonstrated that mast cells were round to oval or spindle-like in form and localized especially around blood vessels in the tunica mucosa, tunica muscularis and tunica serosa layers. Mast cells were found to be distributed primarily in the uterus during the prepubertal and postpubertal periods; followed in descending order by the isthmus, magnum, vagina and infundibulum. It was determined that mast cell counts significantly increased in the infundibulum in the postpubertal period ( More less

Serological and virological investigation of Bovine Viral Diarrhea Virus infection in cattle with abortion problem

Orhan YAPICI

Article | 2013 | Eurasian Journal of Veterinary Sciences29 ( 3 )

Aim: The aim of this study is to determine the presence of Bovine Viral Diarrhea Virus (BVDV) infection in a cattle herd with abortion problem in Konya. Materials and Methods: Totally 228 blood serum and 228 leukocytes taken from cattle selected according to criteria for infertile and abortion problems were examined for antigens and antibodies to BVDV by Enzyme Linked Immunosorbent Assay. Results: In this research, 41 (17.9%) sera were found seropositive and 4 (1.7%) leukocytes were BVDV antigen positive. Of these 4 BVDV antigen positive cattle, a number of 2 (0.8%) were detected seropositive while 2 (0.8%) were seronegative. The an . . .imals being antigen positive and antibody negative were sampled second time after two weeks. The same results were detected for two seronegative cattle. The animals detecting persistent infection status were sent to slaughter. Conclusion: It is recommended that the animals should be checked in terms of BVDV for being negative both antigen and antibody before accepting them to the herds More less

Safety of an antiprotozoal drug combination in sheep = Koyunlara kombine antiprotozoal ilaç kullanımının güvenilirliği

Ayday CUNUŞOVA

Article | 2020 | Eurasian Journal of Veterinary Sciences36 ( 2 )

The aim of this study was to determine the possible side effects in sheep of combined administration of imidocarb, buparvaquone, and oxytetracycline, which are antiprotozoal drugs against bloodborne parasites, at the maximum dose and treatment period. . Materials and Methods: Imidocarb (2.4 mg/kg), buparvaquone (2.5 mg/kg), and oxytetracycline (20 mg/kg) were administered si- multaneously by intramuscular injection to 10 sheep, and a second combined dose was administered 3 days later. Blood samples were taken before (0 control) and at 0.5, 1, 2, 3, 4, 5, and 6 days after drug administrations. Malondialdehyde, 8-hydroxy-2′-deoxyguano . . .sine, troponin I, and creatine kinase-MB isoenzyme levels were determi- ned with ELISA reader, and cardiac, hepatic, and renal damage mar- kers were measured with autoanalyzer. Blood gas and hemogram parameters were also determined. Results: No oxidative stress (p>0.05) was observed in the sheep, whereas increased ( More less

Kırgızistan dağ yaklarının (Topoz, Bos grinniens) perifer kan lökositlerinde alfa naftil asetat esteraz (ANAE) pozitivitesinin belirlenmesi = The determination of alpha naphthyl acetate esterase (ANAE) positivity in peripheral blood leukocytes of Kyrgyzstan?s mountain yaks (Bos grinniens)

Nariste KADIRALİYEVA

Article | 2020 | Eurasian Journal of Veterinary Sciences36 ( 3 )

Lizozomal bir enzim olan alfa-naftil asetat esteraz (ANAE) enzimi pek çok türde periferik kan yaymalarında T-lenfosit, B-lenfosit ve monositlerin birbirlerinden ayırt edilmelerinde kullanılmaktadır. Bu araştırmada, Topoz olarak da bilinen Kırgızistan dağ yaklarında (Bos grinniens) periferik kan lökositlerinin ANAE enzimi pozitivitelerinin belirlenmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada materyal olarak 13 adet 2–4 yaşlı sağlıklı Kırgız Dağ Yak'ından alınan periferik kan örnekleri kullanıldı. Örneklerden hazırlanan frotilerde ANAE demonstrasyonları gerçekleştirildi. Bulgular: ANAE pozitivitesi tüm monositlerde ve sadece bazı len . . .fositlerde gözlendi. Lenfositlerdeki pozitivite 1-4 adet kırmızı-kah verengi sitoplazmik granüllerle karakterize nokta tarzındayken monositlerin tamamı tüm sitoplâzmaları boyunca yaygın, ince taneli bir enzimatik reaksiyona sahipti. Nötrofil ve eozinofil lökositlerde ise enzimatik reaksiyon gözlenmedi. Kırgız dağ yaklarında ortalama ANAE pozitif lenfosit oranının %58,85±1,38 olduğu tespit edildi. Öneri: Kırgızistan dağ yakları hakkında yapılan çalışmalar söz konusu hayvanların yaşam koşulları ve sert mizaçları nedeniyle son derece sınırlı kalmıştır. Dolayısıyla bu hayvanlar üzerinde yapılacak olan her türlü yapısal, histolojik, enzim histokimyasal, fizyolojik, biyokimyasal ve anatomik çalışmaların yanı sıra ülkede görev yapan veteriner hekim klinisyen ya da akademisyenlerin karşı karşıya kalabilecekleri çeşitli hastalıkların olgu sunumlarının, ilerleyen yıllarda bu hayvanlar üzerinde yapılacak olan çalışmalara yön vereceği düşünülmektedi More less

Dağ nanesinin (Mentha caucasica) Japon bıldırcınlarının (Coturnix coturnix japonica) ince bağırsak histolojisi üzerindeki etkilerinin belirlenmesi

Nariste KADIRALİYEVA

Article | 2017 | Eurasian Journal of Veterinary Sciences33 ( 4 )

Amaç: Bu çalışma dağ nanesinin (Mentha caucasica) Japon bıldırcınlarının ince bağırsakları üzerindeki etkisinin ışık mikroskobik seviyede belirlenmesi amacıyla yapıldı. Gereç ve Yöntem: Çalışmada 1günlük 30 adet Japon bıldırcını kullanıldı. Bıldırcınlar, her biri 10 adet olmak üzere üç gruba ayrıldı. Hayvanlar 6 hafta boyunca kontrol, N1 (%0,75 oranında nane) ve N2 (%1,5 oranında nane) rasyonları ile beslendiler. Çalışma sonunda servikal dislokasyonla öldürülen hayvanlardan duodenum, jejunum ve ileum doku örnekleri alındı. Rutin histolojik işlemlerden sonra alınan seri kesitler Crossmon'un üçlü boyaması ve Periyodik Asit Schiff (PAS . . .) reaksiyonu ile boyandılar. Tüm seri kesitler ışık mikroskobu ile değerlendirildikten sonra dijital kamera ile fotoğraflar çekildi ve kaydedildi. Villus yüksekliği, villus genişliği ve tunika muskularis kalınlıkları ölçüldü ve kadeh hücreleri sayıldı. Bulgular: Nane oranlarına bağlı olarak nane ile beslenen gruplardaki hayvanların duodenum, jejunum ve ileum dokularında vilusların yüksekliğinde, kript derinliğinde ve tunika muskularis kalınlığında artışlar tespit edilirken ( More less

A serological investigation of Blue Tongue Virus infection in sheep breeds in Karaman province = Karaman ilinde yetiştirilen koyunlarda Blue Tongue Virus enfeksiyonunun serolojik olarak araştırılması

Orhan YAPICI

Article | 2015 | Eurasian Journal of Veterinary Sciences31 ( 4 )

Aim: The aim of this study was to describe the seroprevalence rate of Blue Tongue Virus in sheep flocks in Karaman. Materials and Methods: A total of 350 sheep blood serum samples were collected from 5 flocks (70 from each flocks) that were randomly selected. Samples were tested against to Blue Tongue Virus antibodies by a commercial competitive enzyme linked immunosorbent assay (cELISA). Results: Prevalence of antibodies to Blue Tongue Virus in flocks was 32.85%, 28.57%, 25.71%, 37.14%, 41.42%, respectively. Out of 350 serum samples, 116 (33.14%) were positive for Blue Tongue Virus specific antibodies by cELISA. Conclusion: The cli . . .mate conditions of Turkey might be suitable for the survival of Culicoides vectors of Blue Tongue Virus; hence sheep folks should be controlled constantly in term of BTV More less

Elazığ i̇linde hastane çalışanları ve sağlık yüksekokulu öğrencilerinde Toxoplasma gondii yaygınlığının Elisa yöntemi ile belirlenmesi = Investigation of seroprevalence of Toxoplasma gondii in hospital staff and health school students in Elazig by Elisa

Nazir DUMANLI

Article | 2018 | Eurasian Journal of Veterinary Sciences34 ( 3 )

Amaç: Bu araştırmada Elazığ merkez ve ilçelerinde bulunan beş farklı hastanede çalışan doktor, hemşire ve aşçılar ile stajyer öğrencilerinden oluşan gönüllü grubu arasında toxoplasmosisin varlığı ve yaygınlığının belirlenmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Her biri 25’er kişiden oluşan doktor, hemşire, aşçı ve öğrencilerden toplanan 100 kan örneği anti-T. gondii IgM ve IgG antikorlarının varlığı yönünden ELISA ile incelenmiştir. Bulgular: Örneklerin 26’sında IgG, 14’ünde ise IgM pozitif bulunmuştur. En yüksek IgG seropozitifliği hemşirelerde (%68) görülmüş, bunu aşçılar (%32) ve doktorlar (%8) izlemiş, stajyer öğrencilerde pozitif . . .lik saptanmamıştır. IgM seropozitifliğinin ise doktor ve öğrenciler (%20) ile aşçı ve hemşireler (%8) şeklinde sıralandığı görülmüştür. Bu meslek gruplarında çiğ et yeme alışkanlığı bulunan ve bulunmayanlarda sırası ile %31.2 ve %23.5 IgG pozitiflik saptanmış, bu oranların kedi besleme alışkanlığı bulunan ve bulunmayanlarda ise %28.3 ve %22.5 olduğu belirlenmiştir. T.gondii’ye karşı 18-25 yaş arası 27 kişiden 1’i, 26-30 yaş arası 23 kişinin 11’i, 31 yaş ve üzeri 50 kişinin 14’ü IgG pozitif bulunmuştur. Öneriler: Bu araştırmada sağlık çalışanlarından özellikle hemşirelerde T.gondii pozitifliğinin daha yüksek olduğu belirlenmiş ve çiğ et tüketimi ile kedi besleme alışkanlığına sahip gruplarda daha yüksek oranlarda seropozitiflik saptanmıştır More less

Sütçü sığırların kan ve süt serumlarında Bovine Viral Diarrhea Virus antikorlarının ELISA ile belirlenmesi

Orhan YAPICI

Article | 2013 | Eurasian Journal of Veterinary Sciences29 ( 2 )

Amaç: Bu çalışma kan ve süt serumlarının Bovine Viral Diarrhea Virus (BVDV) antijen varlığı ve BVDV'ye karşı gelişen antikorların tespit edilmesi amacıyla yapıldı. Gereç ve Yöntem: Çalışmada toplam 202 adet sığır kan ve süt serum örnekleri kullanıldı. Çiftliklerden elde edilen serum örnekleri BVDV antijen varlığı yönünden direkt Enyzme Linked Immunosorbent Assay (ELISA) ile BVDV'ye karşı gelişen antikor varlığı yönünden ise indirekt ELISA ile incelendi. Bulgular: 167 adet (%82.6) kan serumu ve 160 adet (%79.2) süt serum örneği BVDV antikorları yönünden pozitif belirlendi. Araştırmada 148 adet (%73.2) hayvandan alınan hem kan hem de . . .süt serumu pozitif bulundu. 19 adet (%9.4) hayvanın sadece kan serumu BVDV antikor pozitif belirlenirken, 12 adet (%5.94) hayvanın ise sadece süt serumu antikor pozitif tespit edildi. İncelenen kan ve süt serum örneklerinde, BVDV antijen varlığı tespit edilmedi. Öneri: Kan ve süt serumu indirekt ELISA değerlerinin benzer tespit edilmesi (P>0.05) BVDV'nin serolojik teşhisinde kan serumu yerine süt serumu örneklerinin kullanılabileceğini ortaya koymaktadır. Bu çalışmada hem kan hem de süt serum örneklerinde BVDV antijen varlığı tespit edilmemiş olmakla birlikte antijen tespiti amacıyla rutin teşhiste lökosit örneklerinin yerine kan ve/veya süt serum örneklerinin kullanılabilmesi için daha kapsamlı araştırmaların yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır More less

Determination of chromosomal regions affecting body weight and egg production in Denizli X White Leghorn F2 populations

Tamer ÇAĞLAYAN

Article | 2013 | Eurasian Journal of Veterinary Sciences29 ( 1 )

Aim: The objective of the present study was identification of the chromosomal regions responsible for egg yield and body weight at different age periods in a Denizli and White Leghorn F2 population. Materials and Methods: An experimental F2 population was constructed by crossing Denizli and White Leghorn breeds and the yields of the animals were recorded. In chromosomal scanning trials, a total of 113 microsatellite markers, suitable for use in quantitative trait locus (QTL) gene mapping, were amplified by the polymerase chain reaction (PCR) in F0, F1 and F2 animals. Results: Data obtained in the present study demonstrated that QTL . . .regions associated with body weight at different age periods were located on chromosome 1 (GGA1), GGA2 and GGA4. It was determined that, two different QTL regions affecting egg yield existed, on GGA8 and the sex chromosome (GGAZ). Three different QTL regions located on the chromosomes GGA2, GGA4 and GGAZ were associated with egg weight. Conclusion: There is a need for narrowing these QTL regions by typing new markers in these intervals and for identifying genes that have affect on these economically important traits More less

Köpeklerde Canine Parainfluenza Virus Tip 2'nin immunfloresan ile araştırılması

Orhan YAPICI

Article | 2013 | Eurasian Journal of Veterinary Sciences29 ( 2 )

Amaç: Köpeklerde Canine Parainfluenza Virus Tip 2 (CPIV- 2)'nin varlığının immunfloresan (IF) ile araştırılması amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Klinik olarak solunum sistemi belirtileri gösteren 61 adet köpekten nazal ve konjuktival svap örnekleri alındı. Svaplar (toplam 132 adet) Madin-Darby Canine Kidney (MDCK) devamlı hücre kültürlerinde 3 kez pasajlandı. Son pasajdan elde edilen hücre kültürü süpernatantları CPIV-2 antijen varlığı yönünden IF ile incelendi. Bulgular: Svap örnekleri MDCK hücre kültürlerine inokule edildikten sonra 3 kez pasajlandı, ancak herhangi bir CPE tespit edilmedi. Tüm örneklerin hücre kültürü üst sıvıları IF i . . .le incelendi, ancak herhangi bir pozitif sonuç belirlenmedi. Öneri: Örneklerin tümü CPIV-2 yönünden negatif tespit edilmiş olmasına rağmen; klinik olarak solunum sistemi bulguları gösteren köpeklerin CPIV'nin yanı sıra solunum yolu enfeksiyonuna sebep olan diğer viral etkenler bakımından da araştırılması gerektiği kanısına varıldı More less

Yak (Topoz, Bos grinniens) hemal düğümlerinin histolojisi ve alfa naftil asetat esteraz (ANAE) ve asit fosfataz (ACP-AZ) pozitif lenfositlerin yerleşimleri üzerinde ışık mikroskobik bir çalışma = A Light microscopic investigation on the histology and alpha-naphthyl acetate esterase (ANAE)- and acid phosphatase (ACP-ase) positive lymphocyte localization in the hemal nodes of Yaks (Bos grinniens)

Nariste KADIRALİYEVA | Şamil SEFERGİL

Article | 2017 | Eurasian Journal of Veterinary Sciences33 ( 1 )

Amaç: Bu çalışmada, Kırgızistan Dağ Yaklarının (Topoz, Bos grinniens) hemal düğümlerinin histolojik yapıları ve bu organlardaki alfa-naftil asetat esteraz (ANAE) ve asit fosfataz (ACP-az) pozitif lenfositlerin yerleşimlerinin belirlenmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Çalışmada 2–4 yaşlı 6 adet Kırgız Dağ Yak'ından alınan hemal düğüm örnekleri materyal olarak kullanıldı. Rutin histolojik işlemleri takiben alınan kesitlere Crossmon'ın üçlü boyası uygulanırken, kriyostat kesitlerinde alfa-naftil asetat esteraz (ANAE) ve asit fosfataz (ACP-az) demonstrasyonları gerçekleştirildi. Bulgular: Hemal düğümlerin düz kas hücrelerini de içeren ba . . .ğ dokusundan oldukça kalın bir kapsülle çevrildiği ve organın, içleri kanla dolu çok geniş subkapsüler ve derin sinuslardan oluşan gelişmiş bir sinus sistemine sahip olduğu gözlendi. Organda korteks ve medula ayırımı belirgin değildi. Lenf folikülleri ve lenfatik kordonların daha çok organın iç bölgelerinde yerleştiği dikkati çekti. ANAE ve ACP-az pozitif lenfositlerin daha çok lenf foliküllerinin kenar bölgeleri ile interfoliküler bölgelerde yerleştikleri tespit edildi. Öneriler: Süt ve süt ürünleri ile et ve et ürünleri sağlaması açısından yaklar Kırgızistan ekonomisi için son derece önemli hayvanlardır. Ayrıca yaklar yüksek rakım, düşük hava sıcaklığı, buzağılarının beslenip büyüyebilmesi için kısa bir zaman diliminin olması ve besin tedarikinde büyük mevsimsel değişiklikler gibi oldukça zor koşullara uyum sağlayabilmekte ve yaşayabilmektedirler. Dolayısıyla bu tür üzerinde daha kapsamlı çalışmaların planlanması gerektiği düşünülmektedir.- Aim: This study was performed to determine the histologic structure and localization of the alpha-naphthyl acetate esterase (ANAE)-and acid phosphatase (ACP-ase) positive lymphocytes in hemal nodes of Kyrgyzstan's mountain Yaks (Bos grinniens). Materials and Methods: For this purpose, tissue samples from hemal nodes of six, 2–4 year-old-aged Kyrgyzstan's mountain Yaks were used. After processing, tissue sections were taken and stained with Crossmon's trichrome stain. In frozen sections, alpha-naphthyl acetate esterase (ANAE) and acid phosphatase (ACP-ase) were demonstrated. Results: The results showed that the hemal nodes were surrounded by a highly thick connective tissue capsule involving smooth muscle fibers and had a very large sinus system compromised by subcapsular and deep sinuses filled with blood. Cortical and medullar regions were not definite. Lymphatic nodules and cords were observed in the deeper region of hemal nodes. ANAE- and ACP-ase positive lymphocytes localized especially in the margin of the lymphatic nodules and also interfollicular areas. Conclusions: Yaks are very important animals for Krygyzstan economi as food source because they provide milk, milk products, meat, and meat products. Besides, yaks can survive and adaptable to the highly extreme ecological conditions such as high altitude, very low annual average temperature, short growing season for calf, and great seasonal variation in feed supply. So it is thought that extensive research regarding this species must be planned More less

Our obligations and policy regarding cookies are subject to the TR Law on the Protection of Personal Data No. 6698.
OK

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms