Filters
Filters
Found: 81 Piece 0.000 sn
Faculty / Institute [1]
Index Type 2 [1]
National/International [2]
İran Merkezi Bölgesi Türklerinde Ağaç Kültü

Faruk GÜN

Article | 2023 | Motif Akademi Halkbilimi Dergisi16 ( 41 )

Türk kültürü ve eski Türk inanışında tabiat kültleri içinde bulunan ve Orhun Abidelerinde kutsal yer su şeklinde geçen ağaç, kutsalların mekânı olması, evrenin merkezinde bulunması ve Türeyiş efsanelerine konu edilmesi nedenleriyle geçmişten günümüze Türk kültüründe önemli bir öge olarak varlığını sürdürmüştür. Ağaç kültü, sadece Türk inanç sistemi ile Türk mitolojisindeki hususlarıyla değil, ölümsüzlüğü ve yeniden doğuşu simgelemesi, verimli oluşu ve kutsallığı yönleriyle insanlar üzerinde psikolojik tesirler bırakmıştır. Söz konusu etki, çeşitli memoratlar yoluyla günümüze de aktarılmıştır. Bu sebeple Türk coğrafyalarında olduğu g . . .ibi İran sahası Merkezi bölgesindeki Türkler arasında da uygulanan ritüel ve pratiklerle kült olma özelliğini sürdürmüştür. Araştırmada Merkezi bölgesindeki ağaç kültünün Türk inanç dünyasındaki yeri üzerinde durulduktan sonra kutsal ağaçlar etrafında oluşan uygulama ve pratikler ile geçmişten günümüze kutsal kabul edilen ağaçlar ele alınacaktır. Araştırmada kullanılan veriler, 2019 yılında bölgedeki sözlü kaynaklardan toplanan folklorik malzemelerden oluşmaktadır. Araştırma, Merkezi bölgesinde hem önceki yıllarda varlığını belli bir süre korumuş ancak çeşitli nedenlerden dolayı kesilmiş, yakılmış ağaçlarla hem de bölgede hâlâ varlığını sürdüren ağaçlarla sınırlandırılmıştır. Bölgenin ağaç kültüyle ilgili güncel bir bilginin bulunmaması, Merkezi bölgesinde konuyla ilgili bütüncül bir çalışmanın zaruretini doğurmuştur. Araştırma neticesinde Merkezi bölgesindeki Türkler arasında varlığını koruyan ağaç kültünün farklı Türk coğrafyalarındaki ağaç kültleri ile gerek fikrî yönde gerekse de pratik ve uygulamalar noktasında benzerlikler taşıdığı tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: İran, Merkezi, Türk, Kült, Ağaç, Iran, Central, Turk, Cult, Tre More less

Türkçeyi Yabancı Dil Olarak Öğrenen Öğrencilerin Öğrenen Özerkliği Algısı ile Türkçe Öğrenmeye Yönelik Kaygıları

Semih BABATÜRK | Ahmet Buğra İNALÖZ

Article | 2023 | Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi43 ( 1 )

Bu çalışmanın amacı, Türkçeyi yabancı dil olarak öğrenen öğrencilerin öğrenen özerkliği algısı ile Türkçe öğrenmeye yönelik kaygıları arasındaki ilişkileri belirlemektir. İlişkisel tarama modelindeki araştırmanın örnekleminde 316 üniversite öğrencisi bulunmaktadır. Araştırmanın verileri Türkçenin Yabancı Dil Olarak Öğretimine Yönelik Öğrenen Özerkliği Ölçeği ve Yabancıların Türkçe Öğrenme Kaygıları Ölçeği ile toplanmıştır. Verilerin analizinde betimsel istatistikler, t-testi, ANOVA ve Pearson korelasyon katsayısı kullanılmıştır. Elde edilen bulgulara göre katılımcılar oldukça yüksek düzeyde bir öğrenen özerliğine sahiptir. Katılımcı . . .ların öğrenen özerkliği algısı toplam puandaki görüşleri cinsiyete ve öğrencinin geldiği yerleşim birimine; süreç boyutundaki görüşleri cinsiyete göre farklılaşmaktadır. Öğrencilerin Türkçe öğrenmeye yönelik kaygıları ise oldukça düşük düzeydedir. Katılımcıların Türkçe öğrenmeye yönelik kaygıları, ders süreci, gündelik hayat ve anlama-anlatma sürecindeki kaygıları ana dile göre farklılaşmaktadır. Araştırmaya katılan öğrencilerin öğrenen özerkliği ve alt boyutlarına ilişkin algıları ile Türkçe öğrenme kaygısı ve alt boyutları arasında ters yönde, düşük düzeyde ve istatistiksel olarak anlamlı ilişkiler vardır. Buna göre Türkçeyi yabancı dil olarak öğrenen öğrencilerin öğrenen özerkliği algısı arttıkça, Türkçe öğrenmeye yönelik kaygılarının azaldığı ya da öğrencilerin öğrenen özerkliği algısı azaldıkça, Türkçe öğrenmeye yönelik kaygılarının arttığı söylenebilir. Anahtar Kelimeler: Yabancı dil olarak Türkçe, Öğrenen Özerkliği, Türkçe Öğrenme Kaygıs More less

CULTURAL LACUNAE: LACUNAS OF ACTIVITY AS INTERCULTURAL COMMUNICATION IN TRANSLATION

Altınay TOKTOMATOVA

Article | 2023 | Бюллетень науки и практики / Bulletin of Science and Practice9 ( 12 )

The article deals with the translation issues of lacunas of activity as cultural lacunae which are an integral part of the Kyrgyz culture and adequate interpretation of which plays a great role in intercultural communication. Through translated works of art cultures undoubtedly communicate in many ways. Traditions, rituals and other behavioral peculiarities characteristic to one culture might be quite unknown or even seem strange to foreign readers. The author tried to give examples for lacunas of activity described in the novels by Ch. Aitmatov and to show the difficulties of lacunas of activity translation as none of the methods p . . .roposed by scholars can be used in transforming them into English. Comparing lacunas of activity in the ST and TT, it has been found out that gestures, movements, actions that follow talking reflected in the works of art can’t be eliminated, compensated or commented in literary translation therefore it will be challenging for foreign recipients. Indifferent readers will find them strange while concerned ones will get more information about another culture. This way cultures communicate with each-other through translation. Keyword: cultural lacuna, lacunas of activity, intercultural communication, literary translatio More less

KIRGIZ AĞITLARINDA BİR MİTOLOJİK UNSUR

Rifat NERGİZ

Article | 2023 | Motif Akademi Halkbilimi Dergisi16 ( 42 )

Mitsel öyküleme toplumlardaki bazı sosyal kurumların işleyişini kolaylaştırmaktadır. Bu bağlamda, her millete ait çeşitli mitler vardır ve bunlar ait oldukları toplumun en gizli insanî arzularını yansıtmakta olup mevcut oldukları kültürün yaşam tarzları ve inanışlarıyla bağlantılıdırlar. Buradan hareketle mitler, ilkel kültürleri açıklamakta olduğu kadar büyük medeniyetleri ve dinleri açıklamak için de önemlidir. Mitlerdeki her olay rast gele ve muğlak bir şekilde ortaya çıkmış olup bu durum onları gerçekliği yadsınamaz tarihî vakalardan ayıran en büyük özelliktir. Bunun yanı sıra bazı tarihî vakalar ve mitlerin birbiriyle benzerliğ . . .i de söz konusu olmakla birlikte mitlerde anlatılanlar tarihî olaylardan arta kalanlardan ve abartılardan ibarettir. Kırgızlar da en eski Türk etnonimlerden biridir ve zengin bir sözlü kültüre sahiplerdir. Sözlü türler içerisinden ağıtın en eski sözlü edebiyat ürünü olduğu düşünülmektedir. Bunun içindir ki Kırgız ağıtları içerisinde bazı unsurların açıklaması sadece mitoloji yoluyla olabilmektedir. Kırgız ağıtlarında geçen Allah ve sahip anlamına gelen ege kelimesi buna misal olarak verilebilir. Kırgız ağıtlarında bir diğer mitolojik unsur ise attır. Eski Türk inanışlarında at, Rabbine kurban edilen bir hayvan olarak tanımlanır. Bunun nedeni, at ile gökyüzü arasında bir bağlantı olduğu düşüncesinin yaygın olmasıdır. Ayrıca bu hayvanın gökten indiği ve cennetle etkileşime girdiği düşüncesi tarih öncesinde yaygın bir inanıştır. At insanın kanadıdır. atasözü bile Kırgızların ata yüklediği anlamı göstermeye yetecek niteliktedir. Kırgız tarihindeki ölü gömme ve yuğ törenleri göz önüne alındığında, atın bu atasözünde sadece bir binek hayvanı olarak değil, aynı zamanda Pegasus örneğinde olduğu gibi başka bir âleme geçişte önemli bir rol üstlenen olağanüstü bir canlı olarak tasavvur edildiğini söylemek mümkündür. Bu çalışmada Kırgızistan’ın Batken, Toktogul ve Kara-Kulca bölgelerinden görüşme yöntemiyle derlenmiş olunan ağıt örneklerinde mitolojik unsur olarak “at” incelenecektir. Anahtar Kelimeler: Mit, at, Kırgız, Türk, ağı More less

Çağatay Türkçesi ile Yazılmış Bir Kıyamet-name

Recep YÜRÜMEZ

Article | 2022 | Korkut Ata Türkiyat Araştırmaları Dergisi ( 7 )

Türk İslam dünyasındaki önemli mutasavvıflardan birisi Hoca Ahmed Yesevî’dir. Mezarı günümüzde Çimkent şehrine bağlı Türkistan’da bulunan mutasavvıf, dil tarihi bakımından Karahanlı Türkçesi döneminde yaşamıştır. Ancak meşhur eseri Divan-ı Hikmet’in birçok farklı yazmasında Çağatay Türkçesi dil unsurlarının etkisi olduğu görülmektedir. Dil tarihi bakımından olduğu gibi Hoca Ahmed Yesevî’nin eserleri hakkında da bazı ihtilaflar bulunmaktadır. Çalışmamıza konu olan Kıyamet-namenin Hoca Ahmed Yesevî’ye mi yoksa ona atfedilen bir eser mi olduğu hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak Orta Asya Türk dünyasında Hoca Ahmed Yesevî’n . . .in talebelerinin oluşturduğu yaygın bir “hikmet” okuma geleneği bulunduğu bilinmektedir. Bu eserlerden olan ve kıyamet öncesi, kıyamette hesap günü ve kıyamet sonrası cennet veya cehennem ile ilgili konuları içeren kıyamet-namelere Çağatay Türkçesi ile örneklik eden eserin 1984 yılında istinsah edilmiş olması, dikkat çekicidir. Bu durumun, dil tarihi inceleyen ve buna göre tasnif çalışmaları yapmakta olan araştırmacılara yeni tasnif imkânı sunacağı düşüncesindeyiz.Çağatay Türkçesiyle yazılmış olan Kıyamet-name, 8x6.6 cm’lik kareli bir defterin 24a sayfasından başlamaktadır ve 11 varaktan müteşekkildir. Metinde kıyamet sahnesinden sonra Hz. Peygamber, Hz. Fatma ve Cebrail’in cehennemlik olan İslam ümmetinden bir grup ile konuşmaları ve onların cehenneme düşme sebepleri konu edilmiştir. Didaktik olan eserde bu durum akıcılığı canlı tutmaktadır. Dil olarak Çağatay Türkçesi ile yazılmış olan eserin dil hususiyetlerinden gerekli görülenler hakkında bilgi verilmiştir. Anahtar Kelimeler: Hoca Ahmed Yesevî, Çağatay Türkçesi, Kıyâmet-nâme More less

Mahremiyetin Sosyal Medya ile Dönüşümünü Türk Kültüründeki Kapı Mefhumu Üzerinden Okumak

Adil AKTAŞ

Article | 2023 | Korkut Ata Türkiyat Araştırmaları Dergisi ( Özel Sayı 1 )

Geleneksel Türk evlerinde kapı, bulunduğu meskenin bir parçası olmanın ötesinde aile mahremiyetinin korunmasını sağlamaktadır. Türk kültürünün beslendiği İslam inancının da etkisiyle geleneksel Türk aile yapısı, mahremiyetin gereği olarak korunması, yabancılara teşhir edilmemesi, ağyardan gizlenmesi gereken gizli bir alan olagelmiştir. Meskeni oluşturan ev, bahçe, duvarlar, odalar vb. tüm unsurların imarı bu mahremiyeti sağlayacak şekilde düzenlenmiştir. Başka bir ifadeyle yaşamın devam ettiği meskenler yaşam tarzına göre dizayn edilmiştir. Ancak günümüzde sosyal medyanın, hayatın her alanında kullanılır olmasıyla birlikte oluşan ye . . .ni davranış kalıpları insanların yaşam tarzını etkileyerek değişim ve dönüşümlere neden olmaktadır. Bu değişim ve dönüşümlerden biri de mahremiyet anlayışı ve alanının genişlemesidir. Geleneksel yapıda gizliliğinden dolayı ağyarla paylaşılmayan, kapının dışında tutulan, mahrem alana dahil edilmeyen durumlar, sosyal medyanın etkisiyle mahrem-mahrem olmayan ayrımı yapılmaksızın genele açılmış ve paylaşılır hâle gelmiştir. Kullanıcılar kendi varlıklarını diğerlerine kanıtlamak, görünür olma, dikkat çekmek için sürekli ve her defasında bir öncekinden daha özel paylaşımlarda bulunmaktadır. Ayrıca aynı kullanıcı başkasının ne durumda olduğunu merak ederek onun paylaşımlarını sürekli takip etmek zorunluluğu yaşamaktadır. Bu durum toplumda bilinmesi gerekmeyen durumların başkaları tarafından bilinmesine ve mahremiyetin çerçevesinin genişlediği bir yapıya evrilmesine neden olmaktadır. Buradan hareketle bu araştırmada, Türk kültüründe mahremiyet anlayışı ve bu mahremiyeti sembolize eden kapı mefhumu, sosyal medya odağında ele alınarak incelenmiş, sosyal medyanın, Türk toplumunun mahremiyet anlayışında yapmış olduğu değişiklikler üzerinde durulmuştur. Anahtar Kelimeler: Türk kültürü, kapı, mahremiyet, sosyal medy More less

RUSYA-UKRAYNA SAVAŞINDA İNSANİ DİPLOMASİ ARACI OLARAK TÜRKİYE’NİN YUMUŞAK GÜÇ KULLANIMI

Adil AKTAŞ

Article | 2022 | Tarih Okulu Dergisi / Journal of History School15 ( 61 )

Disiplinlerarası bir kavram olarak insani diplomasi, Uluslararası İlişkiler ile Halkla İlişkiler’in kesiştiği noktada yer almaktadır. Yaptırım, tehdit, muhtıra, zor kullanma, askeri güç vb. klasik/geleneksel diplomasi uygulamalarından farklı olarak insani diplomasinin temelinde sevdirme, cezbetme, kendi tarafına çekme, imaj ve algıları olumlu yönde değiştirme, itibar kazanma vb. yumuşak/ince güç uygulamaları bulunmaktadır. Ülkelerin bu tarz diplomasiye yönelmelerinde, teknolojik gelişmeler neticesinde kitle iletişim araçlarının kullanımının yaygınlaşması, küreselleşme ve küresel sorunlar doğal neden olarak kabul edilebilir. Ancak bu . . . yeni diplomasi anlayışının, klasik uygulamalara göre daha az maliyetli ve daha uzun süreli olumlu etkiler bırakması da önemli bir tercih nedenidir. Bu bağlamda çalışmada, Rusya-Ukrayna savaşında Türkiye’nin yürütmüş olduğu insani diplomasi uygulamalarının Türkiye ve dünya kamuoyundaki etkilerini ortaya koymak amaçlanmıştır. Dolayısıyla da çalışmanın konusunu, bu savaşta Türkiye’nin insani diplomasi uygulamaları ve bu uygulamaların savaşın seyrine olan etkileri oluşturmaktadır. Rusya-Ukrayna Savaşı ve insani diplomasi odak alınarak literatür taraması ve doküman analizi yöntemiyle oluşturulan bu çalışmanın sonucunda, Türkiye’nin dış politikasını şekillendiren bu tarz insani diplomasi uygulamalarının, savaşı sona erdirmese bile uluslararası kamuoyunda Türkiye’nin imajına katkı sağlayarak algıları olumlu yönde etkilediği gibi her iki ülkeyle de ikili ilişkileri sürdürebilme adına olumlu sonuçlar doğurduğu anlaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: Rusya-Ukrayna savaşı; Türkiye; insani diplomasi; yumuşak gü More less

Kırgızistan’da orta öğretim edebiyat kitaplarında millî bilinç = National consciousness in secondary education literature books in Kyrgyzstan

Sibel BARCIN

Article | 2020 | RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi ( Özel Sayı 7 )

Dil; bir milletin varlığını sürdürme, kültürünü aktarma yollarından biridir. Dil aracılığıyla insanlar doğru iletişimi sağlar, ulus bilincini, maddi ve manevi kültür ögelerini, değerlerini öğrenirler. Millî bilincin bir ülke içerisinde varlığını sürdürmesinde devletin dil, kültür, tarih, eğitim ile ilgili politikaları etkilidir. Millî politikaların uygulanması ülkeden ülkeye, yönetimden yönetime değişim gösterir. Kırgızistan’daki dil, kültür, edebiyat, tarih eğitimini içine alan millî planlamalar, SSCB dönemi ve bağımsızlık sonrası olarak değişim gösterir. Bu çalışmada, bağımsızlık sonrası Kırgız millî bilincinin okul ders kitapları . . .nda uygulanması araştırılmıştır. Bu kapsamda orta öğretim (10. ve 11. sınıflar) Kırgız edebiyatı kitapları ele alınmıştır. Çalışmada Kırgız dilinin ve edebiyatının öğretimindeki genel sorunlarını tespit etmek, Kırgız halkının kültürünü, gelenek ve göreneklerini Kırgız edebiyatı ders kitaplarına ne kadar yansıtıldığını gözlemlemek, ilgili alanyazında Kırgız millî bilincinin inşasında devletin eğitim politikalarını göstermek amaçlanmıştır. Çalışmaya yönelik bulgular doküman incelemesi yöntemiyle toplanmıştır. Kırgızistan’daki 10. sınıf Kırgız edebiyatı ders kitabı için Keñeşbek Asanaliyev, Sovetbek Baygaziyev, Salican Cigitov, Kireşe İmanaliyev, Kırgız Adabiyatı, 10- Klass (2003); 11. sınıf Kırgız edebiyatı için, K. Artıkbayev, K. Asanaliyev, S. Baygaziyev, K. İmanaliyev, N. İşekeyev ve A. Muratov, Kırgız Adabiyatı, 11- Klass (2013) kitapları esas alınmıştır. Orta öğretim Kırgız edebiyatı ders kitaplarının 2018 yılı Kırgız Edebiyatı Programı ile tutarlı olduğu ve öğrencilerde millî bilinç oluşturmada başarılı olduğu gözlenmiştir More less

Hayru’l-Buldan (Oş) Risalesi (çeviri yazı, ses bilgisi, şekil bilgisi)

Recep YÜRÜMEZ

Article | 2022 | RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi ( 26 )

Türk İslam edebiyatında, geniş yazım alanı ve pek çok örneğiyle karşımıza çıkan fazilet-nâmeler genel olarak şehirlerin faziletlerini anlatan eserlerdir. Bu eserler, İslam medeniyeti için önemli olan şehirlerle ilgili menkıbeleri barındırmaktadır. Bu tür eserlerin Çağatayca yazılmış örneklerinden olan Hayru’l-Buldan Risalesi (O ş Risalesi) de K ırgızistan’ın güneybatısında bulunan ve günümüzde ülkenin ikinci büyük şehri olan Oş şehrinin faziletlerini anlatmaktadır. Oş şehri kadim bir medeniyet merkezi olmasının yanı sıra Do ğu Türkistan ile Bat ı Türkistan arasında geçiş noktası olması ve Fergana Vadisi’nin doğuda başlangıç noktası . . .olması hasebiyle coğrafi olarak da önemlidir. Çağatayca dönemine ait bir eser olan Hayru’l-Buldan Risalesi (Oş Risalesi) 26 varaktır ve her sayfada 6 satır bulunmaktadır. Eser, 12.5x7.5 cm çapındadır. Eserin yazarı Molla Ömer (Omar) Uzak’tır ancak ne zaman yaz ıldığı ile ilgili metinde herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Söz konusu çalışmamızda eserin çeviri yazısı yapılmış ve eser, ses ve şekil yönüyle incelenmiştir. Bu yolla eserdeki dil hususiyetleri ortaya konmaya çalışılmış Türk lehçelerine de ışık tutacak bazı dil özellikleri üzerinde de özellikle durulmuştur. Metin içerik olarak incelendiğinde ise O ş’un dini açıdan önemini vurgulamak için birçok peygamberden nakillere yer verildiği hatta Hz. Peygamber’den hadis olarak da şehir ile ilgili nakillerde bulunulduğu görülmektedir. Bu çalışma ile el yazması, öncelikle Çağatayca üzerine çalışmalar yapan araştırmacılar olmak üzere Türk dili ve tarihi üzerine çalışmalar yapan/yapacak tüm araştırmacıların istifadesine sunulmuştur More less

Mekân, Bellek ve Ritüel Ekseninde Kırgızlarda Komşuluk İlişkileri

Arzu KİYAT

Article | 2023 | Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi23 ( 1 )

Eski Türk boylarından olan Kırgızlar, günümüzde gelenek ve kültürlerini yaşatmaya devam etmektedir. Geleneğin ve kültürün değişmesi, dönüşmesi, korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması noktasında toplumdaki bireylerin birbiri ile olan münasebetleri son derece mühimdir. Gündelik yaşantının bir bölümünü oluşturan komşuluk ilişkilerinin kuvvetli oluşu, geleneği ve kültürü yinelemeye, korumaya, aktarmaya ve millî hafızayı canlı tutmaya katkı sağlamaktadır. Zira komşuluk, sosyal bir varlık olarak topluluk hâlinde yaşayan insan için önemli bir iletişim biçimidir. Komşuluk ilişkileri kültürel mekânlarda, kolektif şuuru korumakta ve kültü . . .rel sürekliliğini sağlamakta önemli rol oynamaktadır. Bu yönüyle mekân, bellek ve ritüel kavramları arasındaki doğrudan ilişki dikkat çekmektedir. Kültürel mekânlarda gerçekleşen ritüellerin toplumsal dayanışmayı sağlamasının yanı sıra bilgiyi aktarma, geri çağırma ve bu sayede hatırlama işlevini aktive etme özelliği komşuluk ilişkileri ile ilintili bir yön taşır. Bundan hareketle çalışmada, Kırgızlarda komşuluk ilişkilerinin kültürel belleğe, kültür sürdürümcülüğüne tesiri, mekân, bellek ve ritüel kavramları ekseninde değerlendirilmiştir. Başka bir ifadeyle çalışma, Kırgızların kent ve köy yaşantısındaki komşuluk ilişkilerinin görünümünden hareketle bu ilişkilerin kültür aktarımı bakımından etkisini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Çalışmada mekân, bellek ve ritüel kavramları doğrultusunda irdelenen veriler, Kırgızistan’da yönlendirilmiş ve yönlendirilmemiş mülakat yöntemiyle gerçekleştirilen alan araştırması neticesinde elde edilmiştir. Buna göre komşuluk ilişkilerinin iletişimin, dayanışmanın, güvenin, saygının, aidiyetin, millî kimliğin niteleyicisi olduğu ve Kırgızların komşularıyla kültürel mekânlarda ve ritüellerde geleneği yaşattığı görülmüştür. Bu bağlamda modernleşme ile ortaya çıkan yeni kültürün yanında mevcudiyetini muhafaza etmeyi sürdüren geleneklerin dayanışma alanlarında ve kültürel mekânlarda yinelenmesinin kültürel belleğe ve sürekliliğe ciddi katkılar sağladığı ve komşuluk ilişkilerinin bu noktadaki etkinliği belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Kırgız Türkleri, komşuluk ilişkileri, kültürel bellek, kültürel mekân, ritüel More less

Kırgızlara Türkiye Türkçesi Öğretiminde C1 Seviyesindeki Öğrencilerin Konuşma Becerisi Performans Düzeylerinin Saptanması

Sibel BARCIN

Article | 2023 | RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi ( Özel Sayı 12 )

Dil öğretiminde okuma, dinleme, konuşma ve yazma becerilerinin rolü büyüktür. Bu araştırmada C1 seviyesinde Türkiye Türkçesi öğrenmekte olan Kırgız öğrencilerin konuşma becerisi performans düzeylerinin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Araştırmaya Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesinde C1 seviyesinde Türkiye Türkçesi öğrenmekte olan 26 öğrenci katılmıştır. Bu araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması kullanılmıştır. Bu çerçevede öğrencilere günlük hayatta sıklıkla karşılaşabilecekleri birer soru sorulmuştur. Konuşma için konu belirlerken hangi amaçla konuşulacağına önem verilmiştir. Öğrencilerin performans düzeyleri . . .ni daha güvenilir şekilde ölçülmesi için dereceli puanlama anahtarından faydalanılmıştır. Verilerin çözümlenmesinde telaffuz ve vurgu dikkate alınmıştır. Araştırmada elde edilen bulgular değerlendirildiğinde öğrencilerin Türkiye Türkçesini genel olarak doğru seslendirebildikleri tespit edilmiştir. Bir diğer bulguya göre bazı öğrencilerin konuşmalarında ana dillerini yansıttıkları görülmüştür. Bu doğrultuda öğrencilerin konuşma becerilerini geliştirmek üzere etkinliklerin hazırlanması önerilmiştir. Anahtar Kelimeler: Kırgızlara Türkiye Türkçesi öğretimi, konuşma becerisi, telaffuz, vurg More less

KIRGIZİSTAN’DA BİR MEMORAT ÖRNEĞİ ALBASTI VE FEMİNİST BAKIŞ AÇISI

Rifat NERGİZ

Article | 2023 | Folklor Akademi Dergisi6 ( 1 )

Hemen hemen tüm toplumlarda uyku esnasında insana huzursuzluk verdiğine inanılan tuhaf varlıklarla ilgili hikâyeler anlatılmaktadır. Bir dış kuvvet tarafından baskıya maruz kalan insanlar her şeyin farkında olmakla birlikte hiçbir şey yapamamaktan şikâyet etmektedirler. Bazen de bazı tuhaf sesler duyup tuhaf görüntüler görüp onlarla iletişime girmektedirler. Bunlardan birinin Türk halklarındaki genel adı Albastıdır. Bu tip halk inanışlarına memorat denmektedir. Memoratlar insanların günlük hayatlarını etkileyen günlük hayatla ilgili sözlü ve korkutucu anlatımlardır. Bu hikâyelerin kökeni ve kaynağı doğaüstü varlıklardır. Olaylar anl . . .atıcının kişisel katkılarıyla güçlenir ki bunun nedeni olarak da insanoğlunun bazı olaylar karşısında mantıklı ve gerçekçi bir yaklaşım sergileyememesi gösterilebilir. Bu öyküler genelde korkutucu ve yasaklayıcı hikâyeler olup mitolojik dayanakları olan sözlü anlatılardır. Buradaki amaç özellikle genç nesillere kapalı yoldan öğütler verip onları eğitmektir. Memoratlarda olağanüstü varlıklar genelde; cinler, ruhlar, şeytan ve insanda korku duygusunun peyda olmasını sağlayan varlıklardır. Bu varlıkların evin içinde bazen tuhaf sesler çıkardığına da inanılmaktadır. Genelde uyku ile uyanıklık arasında nefes alışveriş ile ilişkili olduğu düşünülen uyku esnasında adeta felç geçirmişçesine kişinin hareket etmesini engelleyen ve Kırgızlar arasında Albastı olarak adlandırılan bu varlıkla ilgili birçok hikâye anlatılagelmektedir. Tıpkı yukarıda bahsedildiği gibi insana uyku anında gelen bu mitolojik varlık insanı boğmaya çalışır. O esnada dumana benzeyen mahluk beni tuttu., Şeytanın azabından Allah’a sığınırım diyerek boğucu ve ıslık çalan bu varlığın uzaklaştırıldığına inanılır. Dinin de etkisiyle kişiler dualar, sureler hatta ayetler okuyarak ve muska yaptırarak bu varlıklardan kurtulmaya çalıştığı gibi ardıç yakıp tütsüleme yaparak da kötü ruhlardan evler, iş yerleri hatta pazar gibi açık alanları bile arındırmaya çalışırlar. Kırgızlarda Albastı doğaüstü güçlere inanmayan inanların bile uykusunda yakalanmış olduğu tabiat üstü bir varlıktık. Genelde çirkin bir kadın siluetinde ortaya çıkması ve kadınının şeytanla özdeşleştirilmesi sebebiyle Bişkek’teki feminist gençler bu duruma tepki göstermektedirler. Bunun nedeni olarak da ataerkil toplumun kadını küçümsemesi, ona belirli rolleri biçmesini göstermektedirler. Anahtar Kelimeler: Albastı Bastı, şeytan, memorat, mitoloji, Kırgızista More less

Our obligations and policy regarding cookies are subject to the TR Law on the Protection of Personal Data No. 6698.
OK

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms